Su Kayağı Sporu nedir, nasıl oynanır, kuralları nelerdir, malzemeleri nelerdir?

Ayağa takılı kayaklar yardımıyla, hızla giden bir teknenin arkasına bağlı olan halata tutunarak su üstünde kaymaya dayanan açık hava sporudur. Sukayağı sporunun ilham kaynağının, karda atlar tarafından çekilen kayakçılar olduğu sanılmaktadır.

İlk kez 1925 yılında ABD'li Fred Walter bu spor dalının patentini aldı. Gerçek anlamda bir spor olarak ilk kez denenmesi ise 1920'li yıllarda ABD'li Ralph Samuelson tarafından yapıldı. 1930'lu yıllarda, başta ABD olmak üzere, Avusturalya, İngiltere ve Fransa'da yaygınlaştı, 1946'da ise, dünya çapındaki en önemli karar ve yönetim organı Dünya Sukayağı Birliği "World Waterski Union" (WWSU) kuruldu. 1949 yılında sukayağında ilk Dünya Şampiyonası yapıldı; daha sonara bu şampiyona düzenli olarak sürdürüldü.

SUKAYAĞI

Sukayağının ülkemizdeki gelişimine bakacak olursak, 1980li yıllarda başlamış olduğunu görürüz. İlk uluslar arası yarışmalar 1998 yılında yapılmıştır. Kayağın yaygın bir kış sporu olduğu bu yıllarda, karda atlar tarafından çekilen kayakçıların katıldığı yarışmalardan esinlenen Fransızlar, suyun üstünde de kayılabileceğini keşfettiler.

Su kayağı yapan sporcu, genişliği kar kayağından biraz daha fazla olan bir ya da iki kayak kullanır . Bu kayaklar tahta, alüminyum ya da camyününden yapılır. Su kayağının altında, topuk tarafına yakın sabit bir yüzgeç vardır. Akrobatik hareketlerin yapıldığı artistik su kayağında ise kullanılan kayakların altı düzdür. Bu, kayakçının 360°'lik bir tam dönüş yapmasına olanak verir.
Uzunluğu yaklaşık 170 cm, genişliği 20 cm olan kayakların üzerinde ayakta ve dik duran sporcu 23 metre uzunluğunda bir halatın ucundaki ahşap tutamağı sıkıca kavrar. Halat motorlu bir teknenin arkasına bağlıdır. Saatte en az 24 km hızla giden bu tekne hafifçe geriye kaykilan kayakçıyı çeker.

Slalom su kayağı yarışmalarında, parkur üzerinde çaprazlama yerleştirilmiş altı tane şamandıra bulunur. Tekne değişmez bir hızla düz bir çizgi izleyerek şamandıraların arasından geçerken, sporcu zikzaklar çizerek tek tek her şamandıranın dışından dolaşır.

Bir başka su kayağı türü atlamadır. Bu yarışmada kayakçı teknenin arkasında bıraktığı dalgayı çaprazlama geçerek yüksekliği 1,8 metre, uzunluğu 7,3 metre kadar olan kaygan bir rampadan atlar. Usta kayakçılar hızı saatte 56 km kadar olan bir tekneyle 50 metreye varan atlayışlar yapabilir. Uçurtmayla su kayağı uygun rüzgâr koşullarında hafif ve geniş bir uçurtma aracılığıyla yapılır. Kayakçı suyun üstünde havalanarak, kendini çeken teknenin arkasında su yüzeyinden 30 metreye kadar yükselebilir.

Günümüzde birçok ülkede su kayağı kulüpleri vardır. Uluslararası su kayağı yarışmaları Dünya Su Kayağı Federasyonunca (IWSF) düzenlenir. Su kayağı gölde ve durgun denizlerde yapılan bir spordur. Soğuk iklimlerde kayakçılar koruyucu özel giysiler giyer. Suda batmayan bu giysiler, kayakçının kayaklarını takarken suyun yüzünde kalmasına da yardımcı olur.
Ne kadar iyi bir yüzücü olunursa olunsun, su kayağı yaparken mutlaka cankurtaran yeleği giyilmelidir. Cankurtaran yeleği batmayı engellediği gibi düşmelere karşı da vücudu korur.

KABLOLU SUKAYAĞI

Kablolu Su Kayağı her yaştan insanın rahatlıkla yapacağı, vücudun tüm kaslarını çalıştıran bir spordur. Temel prensibi su kayağı ile aynıdır. Su kayağından farkı sporcuları çekmekte kullanılan mekanizmadır. Su kayağında sürat motorları kullanılırken, Kablolu Su Kayağında ise elektrikli bir motorla çalışan telesiyej kullanılmaktadır.


İki disiplini karşılaştıracak olursak su kayağında başlangıçtaki çekiş ivmesi fazla olmadığından dengede kalınması, dolayısıyla öğrenilmesi daha güçtür. Kablolu Su Kayağında ise sporcu eşit hızla çekildiğinden kolaylıkla dengede kalıp öğrenebilir. Bunun yanında Kablolu Su Kayağında elektrik motoruyla aynı anda 12 kişi kayabilir. Fakat sürat motoruyla yapılan su kayağında 1 veya 2 kişi ile sınırlıdır.

Ekonomik olarak kıyaslandığında ise Kablolu Su Kayağının çok büyük avantajı vardır. Ayrıca Kablolu Su Kayağı çevre dostu bir spordur. Elektrikle çalıştığı için çevreyi egzoz, yağ ve türevi atıklarla kirletmediği gibi her kayak operasyonu suya yılda 9 ton oksijen kazandırıyor. Ülkemizde kirlilik yüzünden bir çok gölde yaşamın azaldığı, bu göllerin ekonomik açıdan atıl duruma geldiği düşünülürse, bu sporun yaygınlaşmasının önemi ortaya çıkacaktır. Kablolu Su Kayağı hem ekonomik hem de ekolojik açıdan çevreye canlılık getiren bir projedir.

Bugün Almanya'da 54, Fransa'da 13, Hollanda ve İngiltere'de dokuzar ve İspanya'da 3 adet Kablolu Su Kayağı tesisi bulunmaktadır. Dünya genelinde ise 150 Kablolu Su Kayağı tesisi bulunmaktadır.

Kablolu Su Kayağı bir iki saat gibi kısa bir sürede öğrenilebilir ve bu nedenle yeni başlayanlara da başarı hissini yaşatır. Slalom yapma, rampadan atlama, çıplak ayak kayma ve günden güne popüler olan wakeboard kayma ile dayanıklılık ve beceri kazanılır. Kablolu Su Kayağı yapmak için yaş sınırlaması yoktur. 5 yaşından 80 yaşına kadar herkes bu sporu rahatlıkla yapabilir. Kablolu Su Kayağı en güvenli sporların başında gelen bir spordur.

SLALOM SUKAYAĞI

Slalom parkuru 259 metre uzunluğundadır ve her sporcunun geçebileceği 6 duba bulunur. Başlangıç ve bitiş çizgisinde de dubalar vardır ve bunlar, diğer dubalardan farklı renktedir. Çıkış kapısıyla ilk duba arası ve son duba ile bitiş arası 29 metredir. Parkur dubaları arasındaki mesafe ise 47 metredir. Sürat teknelerinin dubalar arasında giderken geçecekleri çizgiyi gösteren dubalar arası ise 2.5 metredir. Başlangıç ve bitişin 140-180 metre gerisinde dönüşlerin yapılacağı dubalar da bulunur.

Sporcu, slalom parkuru boyunca çekilir ve 6 dubayı dışarıdan geçip çıkış kapısına ulaşır, geri döner ve aynı şeyi tersten yapar. Sporcular elemelerde 3 hakka sahiptir, finale kalırlarsa 3 hak daha kazanırlar. Her hak için halat boyu biraz daha kıslatılır. Bir dubayı geçmek için kayakçı, dubanın ya tamamının ya da bir bölümünün dışından geçmelidir. Bir parça içeriden geçiş sayılmaz. Her hak, duba kaçırılınca veya kapı kaçırılınca sona erer.

Yorumlar